Türkiye’nin En Mutlu Şehri Sinop

Türkiye’nin En Mutlu Şehri Sinop
Yayınlama: 09.08.2021
1.428
A+
A-

Gezmek insanın işlerinden, yaşadığı yerden başka bir yere gitmesi demek değildir . Gezmek yeni yerlerin keşfini yapmaktır. Sürekli aynı yerlere seyahat etmek gezmek değildir ziyarettir. Gezmek dediğimiz şey yeni yerlere gitmek, yeni şeyleri keşfetmektir demiş ünlü bir düşünür. Ben de bu sözden yola çıkarak birçok yer gezdim, birçok yer gördüm.

Sinop Deniz Feneri

Sinop Deniz Feneri

Her insanın hobisi farklıdır. Kimisinin spor yapmak, kimisinin de müzik aleti çalmak. Benim ise en büyük hobim farklı yerler keşfetmek ve farklı kültürler tanımaktır. Ayrıca her insanın özel olarak görmek istediği, merak ettiği de bir şehir vardır. Benim bu özel şehrim ise Sinop’tu. Daha önce Sinop’a gitmek için çeşitli çabalarım olmuştu. Hatta uçak bileti alıp sonra bileti iptal etmek zorunda olduğum zaman da oldu. Ama daha sonra karşıma çok daha güzel bir fırsat çıktı.

Sinop Havadan Fotoğraflar

Sinop Havadan Fotoğraflar

Okuduğum bölümün gerekliliği olan stajım için Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi’nde Havacılık üzerine staj yapmak için Samsun’un Ondokuzmayıs ilçesindeydim. Bafra’ya 10 km uzaklıkta olan bu ilçe Sinop’a 120 km uzaklıktaydı. Samsun’a gitmişken kendime fırsat bu fırsat dedim ve Sinop’a gitme kararı aldım. Ben bu kararı arkadaşlarıma da söyleyince onlar da benimle beraber gelmek istediler. Otobüsle gitmek yerine araba kiralayıp gidip gelmek hem daha ekonomik hem de daha rahat olacağı için bulunduğumuz yerden araba kiralamaya karar verdik.

Sinop Gece Fotoğrafı

Sinop Geçe Fotoğrafları

Sinop Geçe Fotoğrafları

Ertesi sabah erkenden yola çıktık. Arabayla gittiğimiz ve Karadeniz’de ilk defa bulunduğumuz için yavaş yavaş ve geze geze gitmeye karar verdik. İlk durağımız bizden 10 km uzaklıkta olan Bafra’ydı. Bafra’da Kızılırmak nehrini seyrederek kısa bir kahvaltı yaptık ve ardından yeniden yola çıktık. Samsun’un son ilçesi olan Alaçama da uğradık ve orda sadece bir köy kahvesinde çay içip kalktık. Yolumuz devam ediyordu ve Karadeniz yolundan denizi ve dağları hayranlıkla izleyerek yolumuzu Sinop’ta tamamladık.

Sinop Kalesi

Sinop Kumkapı Kalesi

Sinop Kumkapı Kalesi

Sinop’a gidecek kişilere tavsiyemdir arabanız ile şehrin içine girmeyin. Şehir de park yeri bulmakta zorlanabilirsiniz. Zaten şehir küçük olduğu için her yere rahatlıkla yürüyerek gidebilirsiniz. Şehrin girişinde Tarihi Sinop Cezaevi var. Sinop’a sırf bu yüzden bile gidilebilir. Ulucanlar Cezaevine gittiğim zaman çok etkilenmiştim ve aynısını Sinop Cezaevinde de hissettim. Sabahattin Ali’nin ‘‘Dışarda deli dalgalar…Gelir duvarları yağlar’’ dediği cezaevini görmek hem beni korkutmuş hem de etkilemişti.

Türkiye'nin En Kuzey Ucu Sinop Deniz Feneri

Türkiye’nin En Kuzey Ucu Sinop Deniz Feneri

Sinop Tarihi Cezaevi

Evliya Çelebi meşhur kitabı seyahatnamede Sinop cezaevinden şöyle bahsetmiştir. ‘‘Büyük ve korkunç bir kaledir. 300’e yakın demir kapı, dev gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 tane adam asılır nice azılı mahkumlar vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı esirgesin, oradan mahkumları kaçırtmayı bırak, bir kuş bile uçurtmazlardı.’’ Sabahattin Ali ise Duvar adlı öyküsünde de Sinop Cezaevini şu sözlerle anlatmıştır. “Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir cezaevinde kaldım. Kalın duvarlara vuran suların sesi taşlara çarpar ve uzak yolculuklara çağırırdı.

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop Cezaevinde Çekilen Filmler ve Diziler

Tüylerinden sular damlayarak surların arkasında yükselen kuşlar parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen oradan uzaklaşırlardı.” Ayrıca Sinop Cezaevinde ;

  • Bizim Hikâye,
  • Pardon,
  • Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz,
  • Parmaklıklar Ardında,
  • Tatar Ramazan,
  • Köpek,
  • Esir Şehrin Gözyaşları

gibi de film ve dizilerin çekildiğini oraya gidince öğrenmiş oldum. Sinop cezaevi hakkında ayrı bir makale yazılabilir. Çünkü çok fazla isim, çok fazla acı ve çok fazla hikayesi olan bir cezaevidir. Dilimizde bir tabir vardır şu duvarların dili olsa da konuşsa diye. Keşke o duvarların dili olsa da konuşsa…

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop Sakarya Caddesi

Cezaevinden çıktıktan sonra şehrin merkezi olan Sakarya Caddesi’ne doğru yürümeye başladık. Oraya yürürken hiç alışkın olmadığımız durum ile karşı karşıyaydık. Çünkü konumu itibariyle sağımızda da uçsuz bucaksız bir Karadeniz, solumuzda da uçsuz bucaksız bir Karadeniz vardı. Alışık olmadığımız bu duruma alışmaya çalışırken Sakarya Caddesine de varmış bulunmaktaydık.

Sinop Sakarya Caddesi

Sinop Sakarya Caddesi

Sakarya caddesi Sinop’un merkez caddesidir. Oldukça küçük olan bu cadde tek şerit ve tek yönlü arabaların geçtiği ve yayaların yürüdüğü tuğladan yapılmış bir caddedir. Sakarya Caddesi üzerinde mağazalar, dükkanlar ve Kuzey Anadolu’nun en büyük Selçuklu camisi olan tarihi Alâaddin Camii yer almaktadır.

Sakarya caddesinin sonuna geldiğimizde Hükümet Konağı’ndan Sinop Kalesi’nin olduğu yere yürümeye devam ettik. Sinop Kalesi 2013 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi’ne UNESCO tarafından dahil edilmiştir. Kalenin duvarları Sinop’u çevrelemektedir. Gerçekten devasa ve muhteşem bir kaledir. Önünde ise bütün heybetiyle Karadeniz bulunmaktadır.

Sinop Mantısı

Sinop Mantısı

Sinop Mantısı

Sinop’a gelmişken meşhur Sinop mantısının tadına bakmamak olmazdı. Kalenin hemen yanında başlayan Sinop Sahilinden yavaş yavaş yürüyerek bir mantı dükkanına girdik. Kayseri mantısından farkı, içine konulan kıyma miktarının fazla olması, daha büyük ve büküm şeklinin farklı olmasıdır. Ayrıca üstüne ceviz ve yoğurt da dökülür. Oldukça lezzetli olan bu mantımızı yedikten sonra biraz sahilde dinlenmek istedik. Sinop’a gelmişken Türkiye’nin en kuzey noktası olan İnceburuna da gitmesek olmazdı. Biz de günbatımını İnceburun’da izlemek için arabaya doğru yürümeye başladık.

Sinop İnceburun Deniz Feneri

Sinop İnceburun Deniz Feneri

Sinop İnceburun Deniz Feneri

İnceburun’a gitmek istiyorsanız şahsi arabanız dışında pek gitme şansınız yoktur. Hiçbir ulaşım aracı oraya gitmiyor. Zaten İnceburun’a giderken acaba doğru mu gidiyoruz diye bir kendinizi sorgulayacaksınız. Yollar da yatan inekler, telefonun çekmemesi, bozuk ve çok fazla derin çukurlar var. Biz yoldayken arabanın lastik sensörü uyarı vermişti. İnip kontrol ettiğimiz zaman lastikte gözle görülür bir sıkıntı yoktu ama daha sonra benzinliğe uğradığımızda lastik basıncının azaldığını fark ettik. Yarım saat süren zorlu bir yolculuktan sonra İnceburun’a varmıştık.

O kadar çileli bir yolculuktan sonra ilk dediğimiz şey bu çileye bu manzara değermişti. Türkiye’nin en kuzey noktasındaydık ve güneşin batışını izliyorduk. Denizin ve gökyüzünün buluştuğu bu yerde bizi bir de beyazlar içinde İnceburun Deniz Feneri karşılıyordu. Tarihine baktığımız zaman 19. yy ortalarında 1863 yılında yapılan bu fener denizden yaklaşık 40 m yüksekliğindedir ve ülkemizin en eski deniz fenerlerinden biridir. Güneş batarken biz de yavaş yavaş gezimizin sonlarına geliyorduk. Eşsiz bucaksız İnceburunu terk ederken içimden acaba bir daha gelebilir miyim bu eşsiz yere diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Kim bilir belki bir gün bir daha izlerim burada güneşin batışını…

Sinop İnceburun Deniz Feneri

Sinop İnceburun Deniz Feneri

Karadeniz bir başkadır ama Sinop çok daha başkadır. Yol üstünde de bir şehir değildir. Yani bir yere giderken içinden geçemezsiniz. Özellikle Sinop istikametine sapmanız gerekecektir. Küçük ve tatlı bir şehir. Ayrıca tarihi yapıları da şehri ayrı bir güzel kılmıştır. Yolunuz düşerse, gitmek isterseniz mutlaka gidin ve görün. Sinop mantısı yiyin, cezaevinde Sabahattin Ali’nin koğuşunu görün, Sinop sahilde yürüyün ve uçsuz bucaksız Karadeniz’i izleyin. Günü de İnceburun’da günbatımı izlerken bitirin…

Osman SEZER

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.