Her 1.000 çocuktan 2 ila 7 tanesi doğum esnasında zarar görmektedir. Doğum Komplikasyonları, bebeğin doğumu esnasında ana rahiminden dışarı çıkarken ya da alınırken meydana gelen incinme ya da travmalar olarak tanımlanmaktadır. Doğum Komplikasyonları, en mükemmel doğum bakımı uygulanan durumlarda bile ortaya çıkmaktadır.
Yazı İçeriği
Belli koşullar doğum yaralanmaları olasılığını daha da artırmaktadır. Prematürelik, makat gelişi, uzun süren gebelik dönemi, normalden büyük cenin, ceninin rahim içinde anormal konumda oluşu ve annenin leğen kemiğinin dar oluşu doğacak bebeğin doğum travmasına maruz kalmasına neden olan özel durumlardan birkaçıdır.
Forseps de kimi zaman Doğum Komplikasyonları neden olabilmektedir. Forseps, rahimden dışarı normal olarak ilerlemeyen çocuğu çekip çıkarmaya yarayan ve uçları kaşık biçiminde olan bir doğum aygıtıdır. Forceps yaraları genellikle yüzde ve kafa derisi üzerinde olan hafif yaralardır. Forceps vasıtasıyla bebeğin çıkarılması, anne ya da çocuğun yaşamının ya da sağlığının tehlikede olduğu zamanlarda en uygun doğum şeklidir.
Başka bir yararlı teknik de vakum ile bebeğin çekilmesidir. Yeni doğmuş bir bebek ilk ayını dolduruncaya kadar, nasıl bir ağlama aşırı ağlama sayılır? Bu soruya cevap vermek pek kolay değildir-, çünkü her bebek ötekinden ve bebeklerin her günü birbirinden farklıdır. Bütün bebekler ağlar, bazıları diğerlerinden daha çok ağlar.
Bazı günler bebeğiniz günde üç dört defa toplam 20 ila 30 dakika {özellikle beslenmeden, uykudan önce ve altını kirletirken) ağlayabilir. Bir başka gün ise avazı çıktığı kadar saatlerce ağlayabilir.
Çalışmalar, bebeklerin çevrelerindeki strese ağlamak yoluyla tepki gösterdiklerini ortaya koymuştur; durum ne kadar stres verici olursa, ağlama da o denli uzun ve yoğun olmaktadır. Dolayısıyla, eğer bebeğin anne ve babası kötü bir gün geçirmiş ise, bu durum bebeğe yansı-yabilmektedir. Bununla beraber, evdeki hava sakin olduğu zamanlar bebeğin huysuzluğu da, bebeğin durumdan etkilenme oranına bağlı olarak azalmaktadır, ilk bebekler, belki de anne ve babası daha sonraki çocuklarına karşı daha yumuşamış olduklarından, muhtemelen daha uzun ağlarlar.
Yeni doğan bebeğin sinir ve sindirim sistemi dış dünyaya alışmayı öğrenmektedir. Bazı bebekler için, bu alışma son derece zor bir iştir. Eğer bebeğiniz daha çok öğleden sonraları ve akşamları ağlıyorsa, gaz yüzünden midesi şişmiş olabilir, kolik olabilir (yani mide ve barsak ağrısı olabilir.) Anne ve babalar çok az hastalık karşısında kendilerine kolik (karın ağrısı) esnasında olduğu kadar çaresiz hissederler.
Kafatasında kan birikmesi (cephal-haematoma), kafatası derisi altında kan toplanmasıdır. Yavaş bir kanama nedeniyle ortaya çıkar ve şişlik doğumdan sonra birkaç saat geçene kadar fark edilmez. Bazen bu kanamayla birlikte kafatası kemiği kırığı da var olabilir. Kafatasında kan birikmesi olayı çoğunlukla 2 hafta ila 3 ay arasında geçer. Tedavi nadiren gerekebilir.
Köprücük kemiği (clavicle) kırılması, annenin bebeği ana rahminden itmesi ve bebeğin dışarı çıkması esnasında, özellikle makat gelişi doğumlarda bebeğin omuzunu kavrayabil men in mümkün olmadığı durumlarda en çok rastlanan kemik zedelenmelerinden birisidir.
Bu çeşit bir incinmeye maruz kalmış bir bebek, zedeli taraftaki kolunu oynatamaz. Yaralı tarafta Moro refleksi (ani bir temas ya da sese tepki olarak boyun arkaya bükülür, ayaklar ve eller dışarı doğru açılır) anormaldir.
Kırık köprücük kemikli bebekler tamamıyla iyileşirler. Kimi zaman, burun kemiğinde bir Doğum Komplikasyonları meydana gelebilir. Bu genellikle kıkırdağın septum (orta bölme) içinde yanlış yerleşimiyle sonuçlanır. Bebek emzirme esnasında güçlük çıkarır ve burnundan solumakta zorluk çeker. Burnun görünümü asimetriktir ve düzdür. Herhangi bir girişimde bulunmak için cerrahi yardım gerekebilir.
Yüz siniri felci genellikle rahimde iken, ana rahminden güçlükle itilirken ya da forsepsle doğum esnasında yüz siniri üzerine uygulanan basınç nedeniyle oluşur. Bozukluk yüzün bir tarafını tamamen kaplayabilir.
Çocuk ağladığında yüzün felç tarafı hareket etmez ve ağız bir tarafa çekilmiş durumdadır. Felçli taraftaki göz kapanmaz ve ağız köşesi aşağıya sarkıktır, uzun vadeli sonuç, sinirin basınç nedeniyle zedelenmiş olup olmadığı ya da sinir liflerinin ezilmiş olup olmadığına bağlı olarak değişir. Eğer neden basınç ise iyileşme kısa sürede olur ve hiçbir iz kalmaz. Eğer felç devam ederse, sinir liflerinin mikro-cerrahi müdahalesiyle onarılması gereklidir.
Şimdi anlatacağımız manzara anne baba için hiç de yabancı gelmeyecektir. Bebeğiniz hastanede sessiz sedasızdır; fakat eve geldikten birkaç gün sonra saatlerce süren bir şekilde ağlamaya başlar. Bezini değiştirir, kucağınıza alırsınız; hatta emzirmek ya da biberon vermek istersiniz. Ancak bunların hiçbiri onu susturmaya yetmez. Bebeğiniz o kadar güçlü ağlar ki, ağlamaktan yüzü kıpkırmızı olur. Midesi şiş ve gergindir; ayaklarını karnı üzerine çekmiştir. Elleri ve ayaklan soğuktur.
Bebeğinizin çok ciddi bir rahatsızlığı olduğunu sanıp endişelenirsiniz ve hemen bebeğin doktorunu ararsınız.
Bu tür belirtileri olan bir bebek ciddi derecede hasta değildir. Bebek acı çeker ve tepki olarak da bitkin düşünceye kadar şiddetle ağlar. Karın ağrısının ciddiyeti ve sıklığı değişkendir. Bazı bebeklerin akşamları bağırarak saatlerce ağlayacakları önceden bilinir; kimi bebekler de gün içerisine yayılmış olarak daha kısa aralarla ağlarlar. Bazı bebekler gündüz vakti ağlar susar; gece iyi uyurlar, bir kısım bebekler de ağlamalarını gece yarısına saklarlar.
Karın ağrısı çeken bir bebek genellikle karnı doyurulduktan sonra ağlamaya başlar; bu, kolik olan bir bebeği karnı aç normal bir bebekten ayıran bir işarettir.