Aile kavramının oluşturan bazı temel direkler vardır. Bir ailenin hayatının saadeti, koca ve kadın arasındaki karşılıklı güven ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder. Bir evliliğin devamı şefkat, merhamet, karşılıklı güven duygusu, saygı ve birbirini anlayacak şekilde denklik üzerine kurulmaktadır. Karşılıklı bu güven sarsıldığında, karşılıklı olan hürmet ve muhabbet de kırılır. Kadın aile hayatında ev içindeki işlerin idarecisi olmak haysiyetiyle, kocasının malına, evladına ve her şeyine muhafaza memuru olduğundan; kadında bulunması gerekli en esaslı haslet sadakattir, güvendir. Kocanın vazifesi ise kadını himaye ve merhamet ve hürmettir. Bu temel vazifeler yapılmadığında ve aileyi oluşturan temel esaslara riayet edilmediğinde maalesef boşanmak için mahkemelere başvurulmakta ve hem boşanma sürecinde hem de boşanma sonrasında aile fertlerinin tamamı büyük sıkıntılar yaşamaktadır.
Evlilik akdi ile bir araya gelen kadın ve koca, bu evliliğin devamı için ciddi bir şekilde sorumluluklarının bilincinde olmaları gerekir. Sorumluluklar yanında sevgi ve saygıyı esas alan davranış biçimleri de evliliğin devamı için olmazsa almaz şartlardır. Aile kavramını hayatın devamı için bu kadar önemli olmasına rağmen, her geçen gün aile dinamikleri sarsılmaktadır. Maalesef günümüzde yapılan evliliklerin istatistiklere göre birçoğu kısa sürede boşanmakla neticelenmektedir. Boşanmayla neticelenen evliliklerin sebeplerini sayacak olursak en sık rastlanan boşanma sebepleri arasında fertler arasında şiddete başvurulması, saygısızlık ve fertlerin her ikisinin ya da birisinin başka bir kadınla veya erkekle zina yapması olarak sayılabilir. Bu sebeplerin dışında birçok boşanma sebebi bulunmaktadır.
Boşanma sebepleri; sorumsuzluk, erkeğin gereksizce kadının işine karışması ve/veya kadının gereksizce erkeğin işlerine karışması, zina, saygısızlık, karşılıklı güvenin sarsılması, şefkat ve merhametin eksikliği, şiddete başvurulması, sadakatin sarsılması, evlilik öncesinde eşlerin yeterince birbirini tanımaması, evlilik sürecinin aceleye getirilmesi gibi daha birçok sebep sayılabilir.
Karı ve kocanın evlilik dışı başka kadın veya erkekle zina yapması, şiddete başvurulması, karşılıklı saygısızlık ve sabırsızlık, karı ve/veya kocanın kendilerine olan aşırı güvenleri, maddi olarak zenginleşme sebebiyle farklı hayat tarzına yönelme isteği, ilgisizliğin artması ve zor şeylerden kaçınma, evlilik öncesi eşlerin yeterince birbirlerini tanımadan evlenmeleri, eşlerin birbirlerine gereksiz aşırı müdahalesi; Erkeğin kadının, kadının erkeğin işlerine karışması, karı veya kocada bulunan sürekli rahatsızlıklar sebebiyle tahammülsüzlük, aşırı kıskançlık, erkeğin işinin olmaması ya da çalışmaması, kocanın karısını çalışmaya zorlaması, üvey çocuklara uygulanan şiddet, cinsel ilişkilerdeki dengesizlik ve uyumsuzluk, evliliğe sadece cinsellik yönünden bakılması, eşlerin birbirlerine karşı sürekli yalana başvurması, inançlardaki ciddi farklılıklar, aşırı yoksulluk, kadının ya da kocanın aşırı lüks yaşam isteği, zararlı alışkanlıklar (kumar, alkol, uyuşturucu gibi), çocuk sahibi olamama, çok erken veya çok geç yaşta yapılan evlilik, birbirini sevmeyen fertlerin evlenmeye zorlanması, evlenmeden önce ve evlendikten sonra kişilik açısından aşırı derecedeki farklı yapıların ortaya çıkması, tahammülsüzlük, internet etkisi, evliliğin karşıdaki kişiyle değil de aile ile yapılıyor imajı, eğitimdeki farklar, dedikodu çıkarmak, kültürel farklar gibi nedenler yapılan evliliğin boşanmayla neticelenmesine sebebiyet vermektedir.
Türkiye İstatistik Kurumun tarafından ailelerin yaşam şekilleri ve değer yargılarına yönelik yapılan kapsamlı bir çalışmada evliliklerin boşanmayla neticelenmesinin sebepleri ve bu sebeplere ilişkin veriler yayımlanmıştır. Türkiye’de boşanma nedenleri ve en önemli boşanma nedenlerinin oranları şöyledir: